Demokrat Parti (DP) İzmir İl Kongresi’nde konuşan DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, Anayasa değişikliği tartışmalarıyla ilgili olarak “Demokrat Parti olarak tercihimiz çok net; bu milletin ortak müştereği olmuş ilk 4 madde ile ilgili tartışmayı ve konuşmayı hiçbir zaman zaten kabul etmeyiz. Eğer muhalefetten bir teklif istiyorlarsa, 6 siyasi parti olarak hazırladığımız Anayasal değişimi de merkeze alan teklifimiz ortada duruyor. İstiyorlarsa bakabilirler. İstemiyorlarsa Tayyip Bey’in paşa gönlü olsun diye onun aparatı olmayız, olacakların da yolları açık olsun” dedi.
DP İzmir İl Başkanlığı, 16. Olağan İl Kongresi’ni bugün Karşıyaka Deniz Baykal Kültür Merkezi’nde yaptı. Kongreye Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, İstanbul Milletvekili Cemal Enginyurt, Parti Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Haydar Altıntaş, İzmir Milletvekili Salih Uzun, İzmir İl Başkanı Ozan Demirbaş, Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, İyi Parti İl Başkan yardımcısı Necdet Kırkpınar, Gelecek Partisi İzmir İl Başkanı Onur Sivaslı, Saadet Partisi İzmir İl Başkanı Mustafa Erduran, Demokrat Parti il, ilçe yöneticileri ile partililer katıldı.
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın kongredeki konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“Allahınızı severseniz şu son 1 hafta, 10 günde yaşananlara baksak Türkiye’de gelmiş fiili iktidarın kurduğu fiili rejimin bütün kimyasını çözebilme imkanımız var. Neyi konuşuyoruz? Birtakım sosyal medya fenomenlerinin ortalığa dökülmüş olumsuzluklarını diyeyim, ben o kadar demeyeyim, nezaketsizlik etmeyeyim. Neyi konuşuyoruz? Kayıt dışı bir ekonomiden olan biten bir teknik direktörün ismiyle anılan bir fonu konuşuyoruz. Neyi konuşuyoruz? Her gün İçişleri Bakanı’nın yaptığı operasyonları konuşuyoruz. Adama sormazlar mı beyim, bu işler olurken siz neredeydiniz diye? Sormazlar mı? Sormamız lazım, neredeydiniz? Bu ülkeyi nitelikli sermayeyi cezbedecek bir ülke haline getiremediğiniz için, nitelikli bir kaynağı çekemediğiniz için ne kadar kirli kaynak var, ne kadar kirli insan var onların yuvası haline getirdiniz. Günümüz geçmiyor ki şöyle bir haber duymadan o günü kapatalım, Sırp mafyası, Gürcü mafyası, Bulgar mafyası, İran… Türkiye’de kamu düzeni sarsılıyor. Adeta Meksika sınırı gibi bir sınırı çizilmiş, sınırın iktidar tarafındaysanız her türlü hak ve imtiyaza sahipsiniz. Sınırın öbür tarafındaysanız müsaade edildiği kadar hakka, müsaade edildiği kadar hukuka rıza göstereceksiniz, mecbur kalacaksınız, maruz kalacaksınız. Peki, kalacak mıyız? Elbette kalmayacağız. Bugünler gelip geçecek.
“Bir organize suç şebekesi haline gelmiş siyasetle karşı karşıyayız”
Bugünler gelir geçer, gelip geçiyor da zaten ama siyaset; bilerek ve istenerek, yerelde ve genelde pahalı bir faaliyet haline bilerek getirildi. Sebebi kirli kaynaklara erişimi olan iktidar sahipleri. Şimdi bu iktidardan ayrılmış olan kimi tanıdıklarımız var, onlar şöyle diyor; ‘Tayyip Bey bizden sonra yolunu şaşırdı’. Sizden sonra falan şaşırmadı, 1994’ten bu yana bu siyaseti nasıl finanse ettiğini hepimiz biliyoruz. Şimdi dün açıklama yapmış, ‘Bizim kapımızdan içeri giremez’ diyor. Sizin kapınızdan içeri girmeye kimsenin niyeti yok, siz yeter ki içeridekileri dışarı çıkarmayın. Bir organize suç şebekesi haline gelmiş siyasetle karşı karşıyayız. O açıdan mücadelemiz Türk siyasi tarihinde olmadığı kadar zor ve kıymetli. Kamu gücü, kamu kolluğu, kamu kaynakları, aşağıdan yukarıya, yukarıdan aşağıya bir siyasi parti tüm kamu kaynaklarını yağmalamak için örgütlenmiş. Bunun için bir siyasi parti kurulu mu? Siyaset eliyle bu kaynakları yağmalamak için kurulmuş.
“Türkiye’de çarklar durur hale gelmiş”
Sayın Erdoğan dün açıklama yapmış. Asgari ücrete bir kez zam yapılacakmış. Bir de beylik lafı var, ‘Vatandaşımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz’ diye. Allah muhafaza bir de ezdirseniz halimiz ne olacaktı! 4 yılda sadece doğalgaza yüzde 384 zam gelmiş. 20 yılda toplumda 3 kesim büyük zorluk yaşadı. Emekliler ve dar gelirliler, çiftçiler ve esnaflar. Türkiye’de bugün enflasyonla mücadele ediyoruz diyorlar. Neymiş ekonomiyi yavaşlayacakmışız, talebi düşürecekmişiz. Tüketimi azaltacakmışız. Tüketim diyince sadece lüks tüketim akla geliyor ama Türkiye’de çarklar durur hale gelmiş. Türkiye’nin çok çıplak bir gerçeği var. Hacimce küçük, katma değerleri büyük malları ithal eden; hacimce büyük, katma değeri küçük malları ihraç eder durumdayız. Bunca zamandır bunu tersine döndürecek hangi adımı attık? Adım atacağımıza, Türkiye’de verimliliği arttıracağımıza, sanayi yatırımının önüne rantı koyarsanız sanayiciler de yatırım yapmaktan vazgeçer.
“Futbolcular hukuktan yardım isteyeceğine Tayyip Bey’den yardım istiyor”
Türkiye’de hukuk işlese, o meşhur futbolcular hukuktan yardım isteyeceğine Tayyip Bey’den yardım istiyor. Çünkü onlar da biliyor hukuk falan yok, hukukun sahibi bu arkadaş. Sonra referandum dönemlerinde bu arkadaşların çektiği videoları hatırlıyorsunuz, değil mi? İşte bu kirli işleri kapandığı için… Popülermiş, ünlüymüş falan yok, yanlış yapan kimse onun hesabını verecek. Ülkede kayıt dışı siyasetin bedelini bu ülke ödedi. Darbeler, ara dönemler… Kayıt dışı bir dini alanın bedelini 15 Temmuz’da FETÖ’nün darbe teşebbüsü eliyle ödendi. Kayıt dışı ekonomik işlerin, olumsuzlukların, faaliyetlerin bedeli çok ağır. Bu ülkede İstanbul’da bir Başsavcı çıkıp ‘Bu adliyede yolsuzluklar oluyor’ diye bas bas bağırdı. Dünyanın başka bir ülkesinde olsa herhalde, başka işler olurdu.
“Namussuzlarla kazanacaksak, kaybedelim gitsin”
O kadar çok kanıksadığımız mesele var ki; anayasa değişikliğinden başlayalım. Demokrat Parti olarak tercihimiz çok net; bu milletin ortak müştereği olmuş ilk 4 madde ile ilgili tartışmayı ve konuşmayı hiçbir zaman zaten kabul etmeyiz. Eğer muhalefetten bir teklif istiyorlarsa, 6 siyasi parti olarak hazırladığımız Anayasal değişimi de merkeze alan teklifimiz ortada duruyor. İstiyorlarsa bakabilirler. İstemiyorlarsa Tayyip Bey’in paşa gönlü olsun diye onun aparatı olmayız, olacakların da yolları açık olsun. Zaten Tayyip Bey’i kurtaracak hiçbir demokratik formül, düzen yok. Ancak demokrasiyi, hukuku eğip bükerek, tehditler savurarak, PKK’yla iş birliği yapıp muhalefeti suçlayarak, ‘Atı alan Üsküdar’ı geçti’ dediği gibi birtakım manipülasyonlarla, birtakım çok iyi bildikleri oyunlarla milletin hakkını ve oyunu gasp ederek, yanlış enflasyon rakamlarıyla milletimizin sofrasındaki ekmeği çalarak bu işi yapabilirler. Ama biz inandığımız yoldan sonuna kadar yürüyeceğiz. O yüzden namussuzlarla kazanacaksak, kaybedelim gitsin!”
“İş birliğinin akla mantığa yattığı yerler olursa hem yerelde hem genelde arkadaşlarımız değerlendirilir”
Kongrenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Demokrat Parti Genel Başkanı Uysal, Salih Uzun’un Büyükşehir Belediye Başkan adayı olacağına ilişkin iddialar için şunu söyledi:
“Şu anda verilmiş bir kararımız yok. Kongremizi burada icra ediyoruz, arkasından İnşallah bu hafta Çarşamba günü Genel İdare Kurulu’muz var. Belirli kararları alacağız, olgunlaştıkça paylaşacağız.”
Gültekin, “Prensip olarak bütün arkadaşlarımızın, kurullarımızın kararı Türkiye’de aday çıkarmak. Her siyasi parti kendi mücaelesini verecek. Elbette önceliğimiz AKP iktidarının kaybetmesidir. Onun dışında böyle bir iş birliğinin akla mantığa yattığı yerler olursa hem yerelde hem genelde arkadaşlarımız değerlendirilir” dedi.
Gültekin, CHP’nin adayına bağlı ‘koşullu ittifak’ sorusuna ise “Varsayım üzerine bir değerlendirme yapmak istemem” yanıtını verdi.